14 Temmuz 2015 Salı
Fotoğrafçılık Kursu ve Doğa Fotoğrafçılığı
Doğal ve tarihi güzellikler ülkemizde çok fazladır. Ülkemizdeki bu güzelliklerden en çok yararlananlar şüphesiz fotoğraf sanatçılarıdır. Günümüzde birçok fotoğraf grubu sık sık bu tarihi ve doğal güzelliklerden yararlanarak sanatlarını icra ediyorlar. Bu gruplarda aynı zamanda fotoğrafçılık kursu konusunda da hizmet sunuluyor. Gezi planlaması içinde verilen bu hizmet ile hem bu sanat konusunda bilgi edinmek mümkün oluyor hem de bu güzelliklerden fayda sağlanıyor.
Sevdiğiniz alanların fotoğrafını en iyi şekilde çekmek mutluluk vericidir. Sevdiğiniz bir alan, bir durum ya da bir obje için yapacağınız çekimlerde dikkat etmeniz gereken durum o anın şartlarıdır. Hava şartları, bulunduğunuz alanın şartları gibi durumlar çekimlerinizi etkileyecektir. Bugün en çok beğenilen çekimler doğal olarak tabir edilen çekimlerdir. Doğal pozlar her zaman için daha fazla beğenilir. İnsanların doğal olarak yakalanan pozlar daha güçlü bir etki uyandırır. Fotoğrafçılık kursu kapsamında öğreneceğiniz bilgiler sayesinde teknik bilgiler edinebilirsiniz. Edineceğiniz bu bilgiler sayesinde çekimlerinizi istediğiniz gibi yönlendirebilirsiniz. İstediğiniz profesyonel çekimler sayesinde istediğiniz hissiyatı fotoğrafta oluşturabilirsiniz. Bu hissiyat en çok doğa fotoğrafçılığında kendini gösteriyor. Sevdiğiniz alanlar için yaptığınız çekimlerde ışık en önemli konudur. Bir manzara çekimi sayesinde etkileyici bir hissiyat oluşturabilirsiniz. Doğa fotoğrafçılığı kapsamında öğreneceğiniz en önemli bilgi, bulunduğunuz alanda ışığın kullanımıdır. Doğal ışığın yakalanması ile profesyonel çalışmalar yapılabilir. Seçtiğiniz manzarada bu doğal ışığın kullanılması sayesinde çok güçlü görünümler yaratılabilir. Fotoğrafçılık dalları arasında geniş bir yeri olan doğa fotoğrafçılığı konusunda ülkemizde çok yoğun bir ilgi vardır. Ülkemizde doğal güzelliklerin çok olması sayesinde bu konudaki gelişimler de her geçtiğimiz gün artmaktadır. Birçok kişi bu doğal güzellikler için çekim yapabilmek için kurslardan yararlanıyor.
Doğa fotoğrafçılığı için internet üzerinden sunulan birçok bilgi var. Birçok grup sık sık geziler eşliğinde bu aktiviteyi gerçekleştiriyor. Bu geziler sayesinde doğal güzelliklere ulaşılıyor ve profesyonel anlamda çekimler yapılıyor. Çekimlerde kullanılacak yöntemler konusunda detaylı bilgi sahibi olunabiliyor. Çekim tekniklerinin detaylı şekilde bilinmesi sayesinde istenen profesyonel çalışmalar yapılabiliyor. Profesyonel olarak gerçekleştirilen bu hizmet konusunda bugün birçok firma profesyonel olarak hizmet sunuyor.
Nihat Karadağ Fotoğraf Atölyesi Fotoğrafçılık Kursu için www.nihatkaradag.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Fotoğrafın Toplumsal Kullanımı
Yard.Doç.Dr. A.Beyhan Özdemir
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü Öğretim Üyesi
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü Öğretim Üyesi
Fotoğraf; günlük etkinliklerimizle birleşmiş ve aynı zamanda da hayatın evrelerini belirleyen önemli fenomenlerden birisidir. Bütün cüzdanlarda, çantalarda, okul sıralarında, oturma ve yatak odalarının duvarlarında fotoğraflar yer alır. Bunlar bazen ailenin, acı anılarıyla, saygı duyduğu ölüleriyle dolu küçük kutsal merkezlerdir. Güvenlik yönetimi, polisiye durumlara, arama-taramalara, adli hatalara karşı koruması amacıyla insanları vesikalık fotoğraf çektirmeye zorlar. Vesikalık fotoğraflarımız öylesine kusursuz erdemlere sahiptir ki, kendi öz kişiliğimizin gerçekten yerine geçer ve hatta kendi kendimizden daha gerçek hale gelir.
Fotoğraflarla gezilerin ve sevdiğimiz yerlerin sadık anısını da saklamasını isteriz. Bir süre sonra tanıklık, gerçekten daha canlı olur. 1900’lü yılların başında fotoğraf kartpostalları tanıtılarak bütün dünyaya yayıldı. Yüzyıldan fazla bir süredir de tüm dünyada gidilen yerlerin kartpostallarından satın alarak dostlarımıza, gittiğimiz yerlerin birer kanıtı – belgesi olarak göndeririz.
Fotoğraf 18 Ağustos 1839 tarihinde resmen bir icat olarak kabul edildi ve aristokrasinin kendi portrelerini çektirerek varlıklarını ölümsüzleştirmek amacıyla kullanılan bir araç konumuna geldi. Portre fotoğrafçılığına Disderi yeni bir boyut getirdi ve fotoğraf levhasını dörde bölerek portre fotoğrafları çekmeye başladı. 100 Frank’a 1 tek fotoğraf çekilirken, Disderi’de 25 Frank’a 12 “portre-kartvizit” çektiriliyordu. Boyutların küçülmesi ile poz süresi de kısalmaktaydı. Portre halka malolmaya başlamıştı. Toplumun tüm sınıflarından insanlar temiz ve düzgün kıyafetleriyle makine önünde poz veriyordu. Fotoğrafçı vitrinlerinde ünlü ve soylularla halktan kişiler yanyana duruyordu ve “çok ünlü kişilerin fizyonomisinde hiçbir anlam kalmadığı” konuşuluyordu.
Ailelerde albümler oluşturuluyor, kendi fotoğrafları yanında ünlü ve önemli kişilerin de fotoğrafları saklanıyordu. Bu fotoğraflar yalnızca portrelerden oluşmuştu ama bir ailenin, bir toplumsal sınıfın, bir partinin portreleriydiler ve bu albümler ülkelerinin görsel panoramasını oluşturuyordu. Hiçbir zaman insan, geçmiş yüzyıllarda kendi görüntüsünü bu kadar çok bulma fırsatını bulmamıştı.
1860’lardan itibaren polis kayıtları, askeri istihbarat, ansiklopediler, aile albümleri, kartpostallar, antropolojik kayıtlar, savaş muhabirliği, foto-röportajlar ve vesikalık fotoğraf gibi hemen her yerde kullanılmaya başlandı. 1888 yılına kadar fotoğraf makinası seçkinlerin kullanacağı bir araç konumundayken, Kodak halkın da kolaylıkla kullanabilmesi için ucuz ve pratik fotoğraf makinasını üretti ve piyasaya sundu. Kullanım olanaklarının çok geniş olması ve hızlı bir biçimde yaygınlaşması, fotoğraf endüstrisinin ve teknolojisinin de hızla gelişmesini sağladı. Taşınabilir fotoğraf makinasının icadı, fotoğraf çekimini bir tören olmaktan çıkarıp, bir “refleks”e dönüştürdü. 1870’li yıllarda Jacob Riis ve Lewis Hine gibi fotoğrafçılar, gecekondu yaşamını, kadın – erkek eşitliğinin sağlanması, çocuk işçiliğine son verilmesi, eşit işe eşit ücret politikalarının sağlanması için fotoğraf çalışmaları yapmışlar ve bu tip sorunların çözümünde çektikleri fotoğraflar etkin roller üstlenmiştir.
Kırım Savaşı, Amerikan İç Savaşı, I.Dünya Savaşı, 1920’ler Nazi Almanya’sı, Amerikan Çiftçi Örgütü (FSA) Projesi, II.Dünya Savaşı ve nihayet Vietnam Savaşı’nda fotoğraf; “her şeyi en yakından gören tanık olarak” varlığını gösterdi. Bu dönemler, gerçeğin doğrudan görülmesini sağlayan fotoğrafın, en saydam araç sayıldığı dönemlerdir. Çünkü belgesel anlamda kullanılması, kitlelere “gerçeğe bu kadar sadık” bir görsel malzeme sunması fotoğrafı, güzel sanatların arasında yer alıp almaması tartışmalarından sıyırıp, demokratik olarak kullanılabilecek bir kitle iletişim aracı haline getirmiştir. Ancak gerçeğe bu kadar sadık bir araç olması, onun bir propaganda aracı olarak kullanılmasını da beraberinde getirmiş ve Naziler tarafından sistemli bir biçimde propaganda aracı olarak kullanılmıştır.
1960 ve 70’li yıllarda savaş, özellikle de Vietnam Savaşı, insanlar tarafından fotoğraf aracılığıyla tanınmış ve anlaşılmıştır. Savaşa karşı çıkışta, fotoğrafın (örneğin; şakağına namlu dayalı kadının fotoğrafı) önemli payı vardır. Asya, Afrika ve Latin Amerika’daki ulusal kurtuluş mücadeleleri, sömürgecilerin yaptıkları ve sömürgenin batışı fotoğraf aracılığıyla beyinlerde daha iyi kavranabilmiştir.